TR
  • English
  • Türkçe
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • Deutsch
  • español, castellano
  • Français
  • فارسی
  • gör

    Marmara Türkiye

    İstanbul'daki Tarihi Yarımada

    Asya ve Avrupa’yı bağlayan eşsiz bir konuma sahip olan İstanbul, doğu ile batı arasında bir köprü görevi görür adeta... Birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapan bu dünyaca ünlü kent, hem tarihi hem de büyüleyici bir doğal zenginliğe sahiptir.

    Uzun yıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan ve birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapan İstanbul’un eşsiz bir güzelliğe sahip olan tarihi ve dini yapılarının birçoğu “Tarihi Yarımada” olarak adlandırılan bir bölgesinde, şehrin Avrupa Yakası’nda yer alır. Sultanahmet Cami (nam-ı diğer Mavi Cami), Ayasofya Ulu Cami, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Theodosius Dikilitaşları, Süleymaniye Cami ve Kapalı Çarşı gibi şehrin pek çok ikonik merkezi bu yarımadanın sınırları içerisindedir.

    Yalova'da Doğa

    İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi metropollere sadece bir saat uzaklıkta yer alan Yalova, doğası ve SPA merkezleriyle Marmara Bölgesi’nin alternatif dinlenme yerlerinden biridir.

    Yalova'nın doğal hazinelerinden biri olan ve manzarasıyla doğa tutkunlarına muhteşem bir şölen sunan Sudüşen Şelaleleri, şehrin Termal ilçesinde yer alır.

    Şelaleye giden yol, rahat ve doğal bir yürüyüş parkuru olup, yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça tercih edilir.

    Şelaleye yolunda sizi eşsiz bir baraj gölü, Marmara Denizi manzarası ve zengin bir bitki örtüsü bekler. Fotoğraf tutkunları için harika bir görselliğe sahip olan şelalenin çevresinde ise doğa yürüyüşleri de yapabilirsiniz.

    Teşvikiye Ormanı, ziyaretçilere tablo gibi bir manzara sunarken, Teşvikiye'ye on kilometre uzaklıktaki Büyük Dipsiz Göl, Küçük Dipsiz Göl ve Erikli Yaylası da eşsiz manzaralarıyla görülmeye değer en özel köşelerdendir.

    Sapanca Gölü ile Sakarya

    Marmara’nın doğusunda yer alan Sakarya; Sapanca Gölü, Acarlar Longozu (Subasar Ormanı) ve Karasu Plajı gibi doğal güzelliklerinin yanı sıra zengin bir kültürel mirasa ve harika bir yöresel mutfağa sahiptir.

    Sakarya’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında ünü şehrin sınırlarını aşan Sapanca Gölü gelir. Sakarya'nın en çok ziyaret edilen dinlenme yerlerinden biri olan Sapanca Gölü bir tatlı su gölüdür.

    Harika bir doğa manzarasına sahip Sapanca; çam, gürgen ve meşe ağaçlarıyla kaplı tepelerin arasında yer alır. Göl çevresinde alabalık restoranları ve her kesime hitap eden pek çok otel bulunur.

    Doğanın ortasında eşsiz bir ortam sunan Sapanca’da, Sapanca Gölü'nü besleyen su yataklarının üzerinde, pek çok kafe ve restoran bulabilirsiniz.

    Bilecik'teki Tarihi Hazineler

    Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu yer olarak ünlenen Bilecik, Ertuğrul Gazi (Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu) Türbesi, Şeyh Edebali Türbesi, Metristepe Zafer Anıtı gibi tarihi eserleriyle zengin bir geçmişe sahiptir.

    Bilecik, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli iki muharebelerinden olan 1. ve 2. İnönü Savaşlarının yapıldığı yer olmasıyla da Türkiye Cumhuriyeti tarihi için önemli bir yere sahiptir.

    Kocaeli’nin Gizli Kayak Cenneti: Kartepe

    İstanbul'a sadece bir saat uzaklıkta, Samanlı Dağları'nın en yüksek zirvesinde yer alan Kartepe, İzmit Körfezi ve Sapanca Gölü'nün muhteşem manzarasıyla çevrili muhteşem bir köşedir.  Kayak severlerin sıklıkla tercih ettiği Kartepe’de, genellikle aralık ayının son günleriyle birlikte kayak sezonu başlar. Kayak merkezi, yaz aylarında ise “Kongre ve Seminer Turizmi” için ideal bir lokasyondur.

    3.000'e yakın bitki çeşidi ile geyik, ayı, çakal ve tavşan gibi çeşitli hayvanın yaşam alanı olan Kartepe; tenis kortları, voleybol sahaları ve uluslararası FIFA standartlarına uygun çim futbol sahaları ile de Türkiye'nin spor turizminin önemli merkezlerinden biridir.

    Bursa'nın Eşsiz Camileri

    "Evliyalar Şehri" olarak bilinen Bursa, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkentidir. Bu nedenle Bursa, Ulu Cami ve Yeşil Cami'nin de aralarında bulunduğu eşsiz tarihi eserlere ev sahipliği yapar.

    Osmanlı camileri arasında çok kubbeli anıtsal yapıların ilki olan Ulu Cami, Osmanlı İmparatorluğu'nun dördüncü padişahı Yıldırım Bayezid döneminde, 1396-1400 yılları arasında yapılmıştır. Şehre ayrı bir ihtişam veren, ziyaret edenlerin kendilerini eşsiz bir huzur atmosferinde bulduğu Ulu Cami’nin on iki büyük, dört köşeli sütun üzerine oturan 20 kubbesi bulunur.

    Yeşil Cami 1419 tarihinde inşa edilmiştir. "Ters T” planlı camilerden olan Yeşil Cami sadece Bursa’nın değil tüm Türkiye’nin en güzel tarihi eserlerinden biri olarak öne çıkar.

     Balıkesir'de Gün Batımı

    Balıkesir'in şirin ilçesi Ayvalık'ın en güzel köşelerinden Şeytan Sofrası, gün batımını izlemek için en güzel köşelerden biridir. Çamlık Orman Kampı'nın üzerinde bulunan eski bir lav birikintisinden oluşmuş ve yuvarlak bir görüntüsü olduğu için sofraya benzetilmiş olan Şeytan Sofrası’nda, hafızalardan silinmeyecek bir gün doğumu ve gün batımına şahit olabilirsiniz. Tepenin en uç kısmında demir parmaklıklarla kaplı olan kayanın üzerindeki dev ayak izinin ise bir rivayete göre şeytana ait olduğu söylenir. 

    Çam ormanlarıyla kaplı boğazlara ve koylara bakan Seytan Sofrası’na çıktığınızda Ayvalık Koyu’nda yer alan 22 Adanın panoramik manzarasıyla da büyülenirsiniz.

    Çanakkale’de Troya Antik Kenti

    MÖ 3000 yılına kadar uzanan tarihi geçmişi ile dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan Troya, Çanakkale il sınırları içinde yer alır. Çanakkale'de, pek çok arkeolojik yapıya sahip olan Troya'nın, yapılan kazılarında farklı dönemlere ait 10 farklı kent katmanının yanı sıra kırk iki yapı katı ortaya çıkarılmıştır.

    MS. 500 yılına kadar kesintisiz yerleşime sahip olan bu eşsiz bölge, o dönemde Ege Denizi'nden Karadeniz'e yelken açan tüm ticaret gemilerinin kontrolünü de elinde tutardı.

    Troya, Avrupa medeniyetinin erken gelişimine ışık tutan önemli bir şehirdir. Şehir, Homeros'un İlyada'sına ve sanata olan katkılarından dolayı da kültürel bir öneme sahiptir.  Homeros’un İlyada Destanı’nda bahsedilen Troya Savaşı’nın yapıldığı yer olarak da bilinen Çanakkale ili sınırları içerisinde Kaz Dağı eteklerinde yer alan Troya Antik Kenti, 1996 yılında Milli Park ilan edilmiş, 1998 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiştir.

    Tekirdağ'daki Müzeler

    Rakoczi Müzesi, 1720-1735 yılları arasında son yıllarını Tekirdağ’da geçiren Macar Halk Kurtuluş Kahramanı II. Rakoczi Frençh’in yaşadığı 3 katlı geleneksel Osmanlı evinin yine onun anılarına istinaden Macar hükümeti tarafından restore edilerek müze haline getirilmesiyle oluşmuştur. Müze koleksiyonu, Rakoczi’nin hayatı ile ilgili yasal belgelerin yanı sıra o dönemde kullanılan eşyalardan oluşur. İkinci katta, Rakoczi ile birlikte Macaristan bağımsızlık savaşına katılanların yağlı boya tabloları yer alır.

    Tekirdağ’ın bir diğer önemli müzesi ise Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’dir. Müzede M.Ö. 4500 yılına kadar uzanan pek çok kültürel varlık sergilenirr. Müzenin geniş bahçesinde açık teşhir olarak Tekirdağ ve çevre ören yerlerinde bulunmuş Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait mimari parçalar, lahitler, mezar stelleri, sunak taşları, mil taşları ile Osmanlı dönemine ait kitabeler, çeşme ve çeşme aynaları, mezar taşları görülmeye değerdir.

    Edirne'de Mimarinin Başyapıtları

    Edirne’ye geldiğinizde sizi şehrin her yerinden tüm ihtişamıyla görülebilen aynı zamanda 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Selimiye Cami ve Külliyesi, muhteşem minareleriyle karşılar…

    Mimar Sinan tarafından 1569 – 1575 yılları arasında inşa edilen, Osmanlı mimarisinin en önemli eseri kabul edilen ve aynı zamanda Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak tanımladığı Selimiye Cami anıtsal kubbesi ve dört ince minaresi ile Türk sanatının ve dünya mimari tarihinin başyapıtıdır. Cami, kendine özgü mimari özelliklerinin yanı sıra, oyma taş ve mermer işçiliği, sırlı çiniler, ahşap oymacılığı, sedef kakmaları ve enfes detayları ile hayranlık uyandırır.

    Kırklareli'de Küçük Ayasofya (Gazi Süleyman Paşa Cami)

    Vize ilçesine bağlı Kale mahallesinde iç ve dış surların arasında yer alan Küçük Ayasofya, İmparator I. Justinianus (527-565) döneminde inşa edilen, Osmanlı döneminde camiye çevrilen eski bir Bizans dönemi Ortodoks kilisesidir. 

    Dikdörtgen gibi ama neredeyse kareye yakın bir plana sahiptir. Korint stilinde mermer sütun başlıkları vardır. Sütunlar gibi, günümüzde mevcut olmayan mozaikler, Ayasofya ile Aya İrini arasında yapılan kazılarda bulunanlara benzer şekillerdedir.